Dedesinden el aldığı tahtacı mesleğini geleneklere göre yürüterek yapmaya devam eden Mehmet Ali Tuzlu, Kazdağları’nın eteklerindeki köyünde ahşap işlemeye devam ediyor. Teknolojinin gelişmesi ile birlikte kaybolmaya yüz tutan meslekler arasında bulunan tahtacılık mesleği varolmak için direniyor.
Mesleğinin son temsilcilerinden Mehmet Ali Tuzlu Edremit Kazdağları’nın eteklerindeki Hacıaslanlar köyünde tahtacılık ile geçimini sürdürmeye devam ediyor.
Atalarından aldığı kültürü devam ettirdiğinin altını çözen Tuzlu, “Kendimi tanıtacak olursam, atalarımızdan gelen tahtacı kültürünün, tahta işlerinin son temsilcilerinden diyebiliriz. Hala daha ağaç işleriyle uğraşıyorum. Ömrümüz yettiğince de bu işle uğraşmaya devam edeceğiz” dedi.
Basit el aletleri ile çalıştıklarını ifade eden Mehmet Ali Tuzlu, “Ahşap üzerine herhangi bir ürün gamım yok. Sadece şunu söyleyebilirim yani bir ahşap doğrama denilen kapı pencere olayı ben öyle bir şey yapmıyorum. Daha günlük mutfak eşyaları, günlük kullanım için işte
kesme tahtaları, kâseler, bardaklar, torna işleri yapıyorum. Onun haricinde masa sehpa tarzı çalışmalar, doğal ahşap formunda olmak kaydıyla o tür çalışmalar yapıyorum” dedi.
Ayrıca eski dönemlerde yapılan ahşap işleri de onardığını ifade eden Tuzlu, “Eskiden kalmış ahşap ürünlerin restorasyonu üzerine çalışmalar hizmet verebiliyorum müşterilerime. Yani bu ne demek? İşte dededen kalan bir sandığınız var veya bir ahşap objeniz var. Bunun bir bakıma ihtiyacı var. Tekrar bir restorasyona ihtiyacı var. Bu konuda da yardımcı olabiliyoruz müşterilerimize” dedi.
Tahtacılık mesleğinin genetik bir epigenetik olduğuna değinen mesleğinin son temsilcilerinden Mehmet Ali Tuzlu, “Ağaç işçiliğinde kesinlikle Epigenetik bir kazanımımız var bu konuda. Zaten bu işin içerisinde dünyaya geliyoruz. Benim ahşap işliğiyle, ahşapla ilk
tanışmam dedemle birlikte oldu. Yani dedemin yanında vakit geçirdim ben çocukluğumda. Dedem kendi atölyesinde takunya imal eder, sandalye imal eder. Çatı işçiliği yapardı.
Minimum özellikle çekiç, keser testere ve bazen bir gönye kullanaraktan işler yapardı.
Ahır kapısı, avlu kapısı gibi şeyler yapardı. Ben dedemle birlikte başladım bu mesleğe ama dediğim gibi bir kültür bizde ahşap işçiliği. Asırlardır bizim kültürümüz. Bu işle uğraşmış atalarımız. O yüzden de diyorum ki bir epigenetik yapımız var” dedi.