‘Vatanını Seven Sandığa Gelsin’

14 Mayısta gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı seçiminde Balıkesir’de Kemal Kılıçdaroğlu’nun birinci çıktığını belirten İl Başkanı Erden Köybaşı, “Öncelikle 14 Mayıs seçim sonuçları için sevgili Balıkesirli hemşerilerimize çok teşekkür ediyorum ilimizde sayın Kemal Kılıçdaroğlu birinci olarak çıkmıştır. AKP’nin yönetiminde olduğu büyükşehirler içinde Erdoğan’ın kaybettiği iki ilden biri Balıkesir olmuştur. Şunun için söylüyorum saha çalışmalarında sahada sadece büyükşehir belediyesi vardı bütün olanaklarını seferber ederek tam kadro çalıştılar ama hemşerilerimizin sağduyusunu yenemediler. Gördük ki AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan devletin tüm olanakları ile sahada olduğu gibi, onun yanında atanmış bakanların hepsini milletvekili adayı yaparak bakanlıklarının gücü ile birlikte seçim kampanyası yürüttüler. Tüm devlet gücünü ve olanaklarını kullandılar buna rağmen 26 milletvekili ve yüzde 10’a yakın oy kaybettiler. AKP İzmir milletvekili Mehmet Kasapoğlu dün akşam Gündoğan mahallesinde demiş ki “Balıkesir açık ara Erdoğan’a destek verdi.” Pes arkadaş seni kim kandırdı, ya sonuçları bilmiyorsun ya da genel alışkanlığınız olduğu üzere doğruları değiştirerek ifade ediyorsun. Beyler sırça köşkte oturuyorsanız başkasının camına taş atmayacaksınız. Balıkesir’de 6 vekiliniz 4’e düşmüş, bütün devlet ve büyükşehir belediye gücünü kullanmanıza rağmen cumhurbaşkanlığında ikinci olmuşsunuz bunu örtmek için laf ebeliği yapıyorsunuz. Herkes önce kendi önüne baksın sonra bizi eleştirmeye çalışsın” diye konuştu.

“YARINLARA DAİR UMUTLARIMIZ ÇALINDI”
Ülkeyi 20 yıldan bu yana yöneten AK Parti iktidarının kaos yarattığını ileri süren Erden Köybaşı, “20 yıldır ülkemizin üzerine karabasan gibi çöken AKP iktidarının yarattığı kaos kargaşa herkesi bezgin ve yarınlarından umutsuz hale getirmiş, iktidar tarafından Ülke kaynakları ile umutlarımız ve hayallerimizde çalınmıştır. Güzel ülkemiz ben ekonomistim diyen tek adamın kafasında yazdığı, iktisat teorisinin en pahalı deneyinin yapıldığı bir ülke haline getirilmiştir. Yoksulluk toplumun her kesimini sarmış işçi memur emekli, çiftçi dahil olmak üzere orta sınıfın bütün kesimleri dahil olmak üzere derin yoksullukta eşitlenmiştir. Ülkemiz ne acı ki açlıktan çocukların öldüğü ülke konumuna getirilmiştir. Çocuk istismarları ve kadın cinayetleri ise başlı başına birer toplumsal travmaya dönüşmüştür. Yarınlara dair umutlarımız çalınmış gençlerimiz ve eğitimli yurttaşlarımız yurtdışına gitmek zorunda bırakılmıştır. Bütün bunların yanında Toplum korku politikalarına mahkum edilmiş, kalıcılaşan adaletsizlik karşısında çaresiz bırakılmıştır. Ülke ağır ekonomik buhran içinde savrulurken, yurttaşlarımız hayat pahalılığı altında ezilirken elinde sadece montaj kasetlerle terörizm çamuru atmaktan başka argümanı bulunmayan iktidar yarattığı korku politikalarıyla seçim propagandası yapıyor” dedi.

“ZEHİRLİ DİLE ORTAK OLMAYACAĞIZ DEDİK”
14 Mayıs seçim sürecinde zehir diliyle siyaset yapmadıklarının altını çizen Erden Köybaşı, “Bizler, 14 Mayısa kadar bu zehirli dile ortak olmayacağız, sadece baharı vadedeceğiz dedik ve onu yaptık.
Yurttaşlarımıza ne yapacağımızı anlattık, işçiye memura emekliye vereceklerimiz anlattık. En düşük memur maaşı 21 bin 600 TL olacak dedik. Emekliye kurban bayramında 15 bin TL vereceğiz dedik. Hakkı hukuku adaleti insanca yaşamayı ülkemize getireceğimizi anlattık. Tohuma gübreye mazota yapacağımız desteklemeyi anlattık. İkinci turuna gittiğimiz seçimde iktidar ve onun konuşanları yalanı dolanı iftirayı iyice arttırdılar. AKP genel başkanı tarafından televizyonda açıkça söylendiği gibi sahte montaj kasetlerle iftiralarına devam diyorlar ve bunu sözcüsü, bakanı, milletvekili yüzleri kızarmadan savunmaya çalışıyor.
FETÖ taktiklerinden olan montaj kasete kıvrak zeka diyebilecek duruma düştüler ne diyelim Allah ıslah etsin. Terörist başını serbest bırakacaklar diye kıvrak zekalarıyla montaj kasetler düzenleyenler, sahte afişler bastıranlar, daha 2 Mayısta 71 yaşında kocamışlık bahanesiyle tek imzayla serbest bırakılan Mehmet Emin Alpsoy kim bir araştırın bakın. Bu şahıs “ Anayasal düzeni yıkarak yerine İran modeli şerri esaslara dayalı bir Kürdistan devleti kurmak amacıyla, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan” birisi. Hizbullah’ın askeri kanadının sorgucusu ve öldürülen örgüt liderinin özel kuryesi olan bu kişinin evinin bodrumunda domuz bağıyla öldürülmüş üzerine beton atılmış 3 kişinin cesedi bulunmuştu. İşte bu Hizbullahçıyı affettiniz daha ne söyleyeyim” ifadelerini kullandı.

“HANGİSİ ZORUNUZA GİTTİ”
Seçim Koordinasyon Merkezi’nin camlarına astıkları görsellerin şikayet konusu olduğunu dile getiren Erden Köybaşı, “Beyler Seçim Koordinasyon merkezimizin camlarına astığımız bu görsellerden rahatsız olmuş, seçim kuruluna indirilmesi için şikayette bulunmuşlar. Peki, ne demişiz bu görsellerde, teröristler dize gelecek, mülteciler evine dönecek, Hırsızlar hesap verecek karar ver demişiz. Gaffar Okkan’a pusu kuranlarla, Konca Kuriş’i domuz bağıyla boğanlarla birlikte mi yürüyeceksin karar ver demişiz. Uyuşturucu baronlarından kurtulmak için karar ver demişiz. Andımızı yasaklayanlarla T.C ibaresine kaldıranlarla Şehidimize kelle diyenlerle birlikte mi yürüyeceksin karar ver demişiz. Depremde çadır satanlarla, canları enkaz altında bırakanlarla birlikte mi yürüyeceksin karar ver demişiz. Vatanını seven sandığa gelsin karar ver demişiz. Bunların neyinden rahatsız oldunuz, alındınızda şikayet ettiniz, hangisi zorunuza gitti” değerlendirmesinde bulundu.

“TERÖRLE MÜZAKERE EDİLMEZ MÜCADELE EDİLİR DİYEN BİZİZ”
CHP’nin altı ilkesinden birisinin Milliyetçilik olduğunu hatırlatan İl Başkanı Erden Köybaşı, kendilerini terörle bağdaştıranlara da sert çıktı. Köybaşı, “Buradan herkese sesleniyorum; bize milliyetçiliğe sarıldı diyenler, bizim 6 ilkemizden biri milliyetçiliktir. Biz mevsimlik aylık günlük milliyetçi değiliz. Her türlü milliyetçiliği Türklüğü ayaklarımız altına aldık diyenlere, Mustafa Kemal Atatürk’ün sözüyle Ne Mutlu Türk’üm Diyene sözünü siyasi söylem görüp kullanılmasından rahatsız olanlara, vatanımızı bırakmayacağız. Andımızı, ırkçı söylem diye okullarımıza okutmayanlara, T.C ibaresinden rahatsız olup her yerden sildirenlere vatanımızı bırakmayacağız. Kadınları mal gibi görüp, onları ‘sahiplendireceğini’ söyleyenlere, kadınları domuz bağıyla katledenlere, küçücük çocuklara, evlatlarımıza göz koyanlara, Hizbullah’ı kendine önder alıp onu terör örgütü olarak görmeyenlere ve bunları söyleyenleri listelerine alıp gazi meclise taşıyanlara vatanımızı bırakmayacağız. Biz her zaman Fethullah örgütü, FETÖ’dür FETÖ terör örgütüdür dedik, Pensilvanya’ya gidip icazet alanlara, dizinin dibinde oturup eteğine yüz sürenlere, “ne istedilerse verdim” deyip yoluna gözyaşı dökerek “gel artık” diyenlere, vatanımızı bırakmayacağız. Teröristle müzakere edilmez mücadele edilir dedik. Terör örgütüyle Oslo’da 12 maddelik mutabakat imzalayanlara, Dolmabahçe’de müzakere yapanlara, birkaç oy için Abdullah Öcalan’ın mektubunu meydanlarda okutanlara, Kırmızı bültenle aranan Osman Öcalan’ı TRT’ye çıkartanlara, PYD başkanı Salih Müslim’e Dolmabahçe sarayında önüne kırmızı halı serip ağırlayanlara vatanımızı bırakmayacağız. ‘Sınır namustur’ böyle söyledik. Sınırlarımızı korumaktan aciz, 10 milyon düzensiz mülteciyi içimize sokan, birkaç ithal oy için kılını kıpırdatmayanlara vatanımızı bırakmayacağız. On binlerce vatandaş depremde canından olurken, insanlar enkaz altında yardım beklerken kan satan, çadır satan bu zihniyete vatanımızı bırakmayacağız” diye konuştu.